İmam Maturidi ve Akılcılığı
İMAM MATURİDİ VE AKILCILIĞI Takvim Gazetesi, 15 Ekim 2006, Pazar | | | |
İmam Maturidi'nin adı, Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed bin Mansur'dur. O, bugün Özbekistan sınırları içerisindeki Semerkand şehrine bağlı Maturit Köyü'nde doğmuştur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Türk asıllıdır. Döneminin ünlü İslam bilginlerinden dersler almıştır. Hanefi mezhebine mensuptur. Ehl-i Sünnet'in 2 büyük ekolünden biri olan Maturidilik, adını İmam Maturidi'den almıştır. Kur'an'ı baştan sona tefsir etmiştir ve tefsirine "Kur'an'ın Akılla Yorumu" adını vermiştir. İnanç ve itikatla ilgili yazdığı "Kitabu't-Tevh" adlı eseri, Türkçe'ye çevrilerek yayımlanmıştır. Kendi döneminde bölgede faaliyet gösteren diğer mezhep mensuplarına karşı, mücadele vermiştir. Çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. 333/944 yılında Semerkand'da ölmüştür. Fikirleri Türk toplulukları tarafından benimsenmiştir. Bu yüzden bugün Türk dünyasının çoğunluğu fıkıhta Hanefi itikatta Maturidi mezhebindendir.
Maturidi, inanç konularını temellendirirken ve dini problemleri çözerken sık sık akla başvurur. Ele aldığı konuları akla uygun bir şekilde izah eder. Ona göre akıl, Allah'ın bir emanetidir. Ayrıca iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, yararlıyı zararlıdan ayıran bir araçtır. Akıl tıpkı ayet ve hadisler gibi, dinde bir delildir ve doğru bilginin kaynağıdır. İnsanlar iyi ve kötüyü, çirkin ve güzeli aklıyla bilebilir.
İnanç akılla savunulmalı
İmam Maturidi'ye göre, akıl, sadece dini bilginin kaynağı değil, aynı zamanda genel bilginin ve ahlaki bilginin de kaynağıdır. Hatta duyular ve haber yoluyla bilgi edinirken de akla ve akıl yürütmeye iht iyaç vardır. Çünkü onların sağladığı bilgilerin doğruluğu, ancak akılla tespit edilir. Allah, Kur'an ve diğer şeyleri akıl yürütme yöntemiyle delillendirmiştir. Pek çok ayette insanların, gerçeğe ulaştıran ve doğru yolu gösteren aklı kullanmasını ve akli temellendirmeye başvurmasını emretmiştir.
Peygamberler gönderilmemiş olsaydı dahi insanlar aklıyla Allah'ı bulmak zorundaydı. İnsan Allah'a inancını aklıyla delillendirmeli ve inancını savunabilmelidir. Eğer savunmazsa, büyük günah işlemiş gibi olur.
İnsana iyilik ve kötülüğü ayırmak için akıl ve özgür irade verilmiştir. İnsan, bu iradesini kullanarak iyilik veya kötülük yapar. Yaptığı işler ve fiiller, insanın kendisine aittir. İnsan fiillerinde özgürdür. Fiillerin yaratılması ise Allah'a aittir. İnsanlar bu yüzden sorumlu tutulmuşlardır. Buna "cüz-i irade" denilir. Bu irade yaratılmamıştır. İnsanın aklına ait bir durumdur.
Kur'an bir mucizedir
Dinin kaynağı akıldır. Akılla vahiy asla çelişmez. Aklın mutlak doğru ve zorunlu gördüğünü, vahiy de doğru görür. İmkansız gördüğünü, vahiy de imkansız görür. Bu yüzden Kur'an'da akla ters düşen, akılla çelişen bir şey yoktur. Kur'an, bir mucizedir. Aklın birden fazla seçenek sunabileceği konularda vahiy rehberlik etmiştir. Kur'an'da bir ayetin hükmüne sebep teşkil eden illet ortadan kalkarsa, ictihadla nesih (ayetin hükmünün kaldırılması) caizdir. Aklın neshi gerekli gördüğü yerde, nesih gereklidir.
Maturidi aklın bilgi edinme gücü ve alanının sınırlılığını kabul eder. Bu yüzden eşyayı ve hadiseleri, bütün yönleriyle ve her şeyi teferruatıyla bilemez. Ama bu durum aklı, bütünüyle, güvenilir ve doğru bilgiye ulaştıran bir kaynak olmaktan çıkartmaz. Bu yüzden Maturidi, akıl yürütmeyi reddeden kimseyi, kısırdöngü yapmakla ve tenakuza düşmekle suçlamaktadır.
Yorumlar -
Yorum Yaz